içgüdülerimiz ve çocukluğumuzdan itibaren içinde bulunduğumuz doğal çevre içinde öğrendiklerimizdir. Günlük davranışlarımızın şekillenmesinde, değer yargılarımızın yanında, içinde bulunduğumuz ortam şartlarının (iklimin) belirleyici olduğuna inanılır. Kalıtsal olarak getirdiklerimiz ve içgüdülerimiz ile çocukluktan itibaren yaşayarak öğrendiklerimiz "Değer Yargılarımızı" oluşturur. örneğin erkekler ağlamaz, kemer takmak delikanlıya yakışmaz veya bana bir şey olmaz olguları, içinde yaşadığımız toplumda çok sık karşılaştığımız değer yargılarıdır. Davranış bilimciler bir insanın değer yargılarını değiştirmek için harcanması gereken enerji ve zamanın kişiden kişiye değiştiğini ama genel olarak bunun çok zor olduğunda hemfikirdirler. Oluşması ve pekişmesi yıllar alan bu yargılar kolay kolay değişmez. İşletmelerde emniyetsiz davranışları değiştirmek için, çalışanların ortalama değer yargıları hakkında bir fikir sahibi olmak ve genel yaklaşımı buna göre şekillendirmek gerekir. Ancak daha doğru olan, günlük davranışlarımız üzerinde etkisi olduğuna inanılan diğer parametre, yani işletmede var olan emniyetsiz davranışları destekleyen iklim değiştirilmelidir. İşletmedeki İklim çok Önemli... Sağlıklı ve emniyetli çalışma iklimi, işletme sahiplerinin ve temsilcilerinin yetki ve sorumluluk alanları içindedir. Kendisine bağlı olarak çalışan personelin emniyetsiz davranışlarında değişiklik olmasını isteyen bir iş sahibi veya işletmenin yöneticisi, öncelikle kendisi doğru tutum ve davranışlar sergilemek zorundadır. Gürültülü bir alana giren yönetici kulaklığını takmamış veya kimyasal gazların bulunduğu bir ortama maske kullanmadan giriyorsa, bu konuda çalışanlarına söyleyeceği hiçbir şey etkili olmayacaktır. İşletmelerde emniyetsiz davranışların azalması ve bunların emniyetli davranışlara dönüşebilmesi için gerekli ilk şey "Yönetici Rol Modeldir" kavramını vurguladıktan sonra, yetişkinlerde davranış değişikliği yaratabilmek için ihtiyaç duyduğumuz diğer şeylere geçebiliriz. Yetişkinler de çocuklar gibi, yeni bilgiler öğrendikleri zaman yeni davranışlar sergilemeye temayüllü olurlar. Ancak yetişkinler çocuklardan farklı olarak, ne öğreneceklerini seçme özgürlüğüne daha çok sahiptirler. Yetişkin eğitimi için ilgilerini çekmeyi başarabilmeniz gerekir. Eğitim materyalinin ve eğitim verilen ortamın uygun olması gerekir. Çalışma vardiyasından daha yeni çıkmış kırkelli işçinin, küçücük ve havasız bir ortama tıkıldıktan sonra, satırlarca yazıyı okur gibi anlatan bir eğitmeni dinlemesini ve verdiği bilgileri anlamasını beklemek gerçekçi değildir. Bilgi olmadan davranış değişikliği oluşturmak da mümkün değildir. Yetişkinler, ihtiyaç duydukları bilgiyi öğrenmeye temayüllü olurlar. Örneğin kimyasal gazların bulunduğu bir ortamda çalışan işçiler, kimyasallardan korunma yöntemlerine ilgi duyarken, gürültülü ortamlarda çalışanlar hangi tip kulaklığı, nasıl kullanmaları gerektiği konusuna ilgi duyarlar. Yıllık sağlık kontrolleri sırasında olumsuz sonuçların çıktığı işitme testleri veya yükselmiş karaciğer enzimleri, çalışanları doğru davranışlara zorlayabilir. Ancak on beş yıllık meslek hayatımda, ne örnek davranışlar sergileyen yöneticilerin, ne verilen eğitimlerin ne de olumsuz çıkan sağlık testlerinin, çalışanlarda görülen emniyetsiz davranışları tam ve kalıcı olarak düzelttiğini gördüm. Bütün bunlara ek olarak, prensipleri önceden açıklanmış, herkesin mutabık olduğu kuralları olan ve bu kuralların herkese eşit olarak uygulandığı bir ödül-ceza sistemi olmadan, işletmelerde olumlu yönde davranış değişikliğini destekleyecek bir iklim yaratılamıyor. İşletmede herkes, emniyetsiz davranışları engellemek ve emniyetli davranışları da desteklemekle görevlidir. Bunu en iyi şekilde yapan kişiler ödüllendirilmelidir. Tam tersi olarak emniyetsiz davranışlar sergilemekte ısrar eden kişiler de cezalandırılmalıdır. Ödül ve cezanın şeklini belirlerken, işletmede çalışan kişilerin genel değer yargıları göz önünde tutulmalıdır. Yazımızı bitirmeden önce önemli bulduğum bir gözlemi paylaşmak isterim. İşletmelerde, emniyetsiz davranışların azalması ile ilgili projeyi başlatmaya çoğunlukla şirket üst yönetimi karar verir. Değişim kararının verilmiş olması ve gerekli bütçenin onaylanması bir başlangıçtır. Ancak bu başlangıcın olumlu olarak sonuçlanması, sıklıkla orta kademe yöneticilerin konuya olan desteğine bağlıdır. Çünkü işletmenin büyüklüğüne göre üretim mühendisi, formen veya şef gibi orta kademe yöneticiler, emniyetsiz davranışları sergileyen çalışanlarla doğrudan ve sürekli iletişim halindedir. Onlar için birinci derecede rol modeldir. Ayrıca ödülceza sisteminin sağlıklı olarak işletilebilmesi için de kilit kişilerdir. İşletmede görülen emniyetsiz davranışların engellenmesinde çok büyük rol oynarlar. Başarılı olmak isteyen üst düzey yöneticiler, bu işlere başlamadan önce orta kademe yöneticilerini ikna etmeli ve yanına almayı başarabilmelidir. tersane • eylül-ekim 2009 11
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=