Tersane Dergisi 71. Sayı (Haziran 2022)
22 TERSANE • Haziran / 2022 MAKALE misal ile Türkiye olarak bizi üç yıl sonraki hedefe taşıyacak öncelikli sektörlerin belirlemesinin kaçınıl - maz olduğunu düşünüyorum. Uzun mesafelerin Denizyolu-Havayolu ve Demiryolu; kısa hatların ise Karayolu ile sınırlandırılması gerek. Havayolu Taşımacılığı da diğer tüm sektörleri direkt etkileyecek bir öneme sahip. O yüzden Hava Kargo’ya yapılan yatı - rımların da sürekli olarak plânlanması ve artırılması büyümenin önünü açar. Coğrafi olarak birçok noktaya kısa sürede ulaşmanın mümkün olduğu ülkemiz, Havayolu Taşımacılığı için doğal bir Hub (merkezler dışında kullanılan hava limanları) olabilme potansiyeline sahip. Yeni havayolu şirketlerinin sek - törde kendine yer edinme çabası rekabeti ve kaliteyi arttırırken, ülke - miz şirketleri de bu lojistik grubunda Dünya çapında marka olmayı başardı. Türk şirketleri bugün Dünyanın çeşitli bölgelerinde büyük hava limanları - nın işletmelerini üstlenmekteler. Aynı rekabet denizcilikte ise onlarca yıl - dır Türk liman planlamacılarının tekelinde. Neredeyse Dünya’nın her yerinde deniz bilimcilerinin idare ettiği ve işlettiği limanlara sahibiz. Günümüzde, özellikle denizcilikte yerleşen taşıma şekli Konteyner Taşı - macılığı. Konteyner Taşımacılığı yükü homojen hale getirerek elleçlenmesini kolaylaştırdığı için, dünya ticaretinde bir devrime imza attı. Bu taşımacılık şekli geleneksel kargo taşımacılığına kıyasla orta - lama 6 kat daha verimli. Denizyolu ile taşınan genel kargo yüklerinin % 56’sını Konteyner tipi taşımacılık oluş - turuyor. Bu oran sanayileşme sürecinde belli bir ivme kazanmış devletler arasındaki ticarette % 80’i aşmış durumda. Çeyrek asırlık geçmişe bakıldı - ğında ise, Konteyner Pazarının Glo - balde 20-25 şirket tarafından kontrol edildiğini görüyoruz. Ekonomilerin öne çıkmasıyla gemi kapasiteleri artarken, gemilerin direkt uğradığı liman sayısı azaldı. Yüksek hacimli gemilerin uğradığı az sayıdaki liman - lara, feeder denilen daha küçük tip gemilerle yüklerin dağıtımının yapıl - dığı transit merkezler oluşturuldu. Bu aktarmalı buluş şekli, konteyner elleçlemelerinin artışına da katkı koydu. Türkiye’de sayıları az da olsa Lojistiğin gelişiminde Demiryollarının payını görmezden gelmek neredeyse ihanettir. Ancak, Cumhuriyetin ila - nından sonra ulaştırma politikaları açısından ülke yararına olmayan kararlara dış devletlerin baskısı ile de olsa imza atılmıştır. Bu politikaların sonucunda, günümüzde Karayolları yük taşımadığında % 94 pay alırken, Demiryolları ancak % 4 pay alarak küçülmeye itilmiştir. Sebebi ise Ame - rikan baskısı. Güya onlara göre Tren yolu Komünizmi çağrıştırmaktadır. 1950’lerden sonra özellikle Kara -
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=