|
Gemi Makineleri
Wartsila Gemi Makinaları Genel Müdürü Murat Ergen: Wartsila, 1834 yılında Finlan-diya’da kurulmuş bir şirket. Döküm işi yapan bir şirket olarak makine bloğu dökmeye başlamasının ardından bazı ortaklıklarla makine üretimine başlıyor. Turku’da satın aldığı bir tersanede küçük çaplı gemi üretimine de başlayan firma, zamanla kendi adını kullanarak Wartsila markasıyla makine üretimine başlıyor. Daha sonra çeşitli satın almalarla büyümeye ve ürün yelpazesini genişletmeye devam ediyor. İngiltere’den Lips pervaneyi satın alarak pervane üretimini yelpazesine ekliyor. Daha sonra İsviçre’deki Sulzer’i satın alıyor ve 2 zamanlı makine işine giriyor. Cedervall’i satın alıyor. Japonya’daki GMT fabrikasını satın alıyor. Amerika’da yazılım firmaları satın alıyor. Çin’de 9 tane firmayla lisans anlaşması yaparak hem 2 zamanlı hem de 4 zamanlı segmentinde büyümeye devam ediyor. En son iki sene önce Hamworthy firmasını satın aldı ve bu satın almayla birlikte çevre ile ilgili, baca gazı emisyon değerlerini düşürücü filtre sistemleri üretimine başladı. Wartsila Gemi Makinaları Genel Müdürü Murat Ergen Türkiye’deki faaliyetleri acente bazında 1994 yılında başladı. 1997 yılında servis ofisi açıldı. 1999 yılının Aralık ayında, Wartsila’nın Türkiye’deki acentenin yüzde 51’ini satın almasıyla Wartsila Enpa oluşumu hayata geçti. 1999 yılı Aralık ayından bu yana yüzde 51 yabancı ortaklı bir şirket olarak Tuzla’da devam ediyoruz. Şu an 138 kişilik bir ekiple çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Türkiye’de hem Gemi Makinaları hem de Power Plants satış departmanlarımızla yer alıyoruz. Power Plants olarak 3,6 gigawatt’a ulaştık, pazar lideriyiz. Marin sektörde ise son 3 yıldır yüzde 60 ve yüzde 45 oranında değişmekle beraber 4 zamanlılarda market lideri olarak çalışmalarımıza devam ediyoruz. Türkiye’de commissioning (kurulum ve devreya alma) ekibimizle, yeni gemi inşalardaki tüm kurulum ve devreye alma işlemlerini biz gerçekleştiriyoruz. 12 kişilik kurulum mühendisimizden oluşan bu ekibimiz, Wartsila’nın Finlandiya’daki “Wartsila Land and Sea” akademisine giderek her türlü eğitimi almış sertifikalı kişilerdir. Zaten Wartsila’nın tüm çalışanları bu akademiye giderek gerekli eğitimlerden düzenli olarak geçer ve sertifikalarını alırlar. TÜLOMSAŞ Genel Müdür Danışmanı Ercan Demirci: TÜLOMSAŞ’ın öncelikli işi lokomotif. TÜLOMSAŞ’ta TCDD filosundaki DE 24000 tipi lokomotifler için dizel motor imalatı yapıyoruz. Bunun yanı sıra yine TCDD filosunda bulunan GM lokomotifleri, Manevra Lokomotifleri ve Ray Otobüslerinde kullanılan dizel motorların da revizyonlarını yapıyoruz. TÜLOMSAŞ, motor üretimini 1971 yılında Fransızlardan aldığı lisansla yapıyor. 2400 beygirlik bu motorlardan bu güne kadar yaklaşık 500 adet yapıldı. Ve bugün üretimde yüzde 80’e yakın yerliye ulaşıldı. Yani, Türkiye’deki yan sanayiyi en iyi şekilde kullanıyoruz. Bunların dışında şirketimiz bu motorlara ait silindir başlığı (kaver), silindir su ceketi gibi önemli yedek parçalarını imal ederek hem TCDD ihtiyacını karşılamakta hem de bu malzemeleri başta Fransa ve Tayland olmak üzere pek çok ülkeye ihraç etmektedir. Motor bloğunu kendimiz imal ediyoruz ve işliyoruz. Diğer malzemeleri yurtiçi ve yurtdışı tedarikçilerimizden alıyoruz. TÜLOMSAŞ olarak Avrupa’daki birçok dizel motor üreticisinde olduğu gibi, yakıt pompası, governor, turbo charger ve krank mili dışındaki tüm imalatları kendimiz yapabiliyoruz. TÜLOMSAŞ Genel Müdür Danışmanı Ercan Demirci TÜLOMSAŞ, marin motor projesine de Türkiye’de bir dizel motor üretim kültürü olduğunu, denizcilik, savunma sanayi ve enerji sektörleri için dizel motor üretilebilecek imkan ve kabiliyetlere sahip olduğunu göstermek maksadıyla girdi. TÜLOMSAŞ’ın motor fabrikasının yanı sıra bir de Elektrik Makinaları Fabrikası var. Burada alternatör imalatı yapılmaktadır. Başta Sayın Murat Birecik olmak üzere denizci dostlarımız, lokomotifler için imal ettiğimiz dizel jeneratör setlerinin deniz araçlarında kullanılan dizel jeneratör setleriyle aynı olduğunu söyleyerek bizi bu projeye girmeye teşvik etti. Biz TÜLOMSAŞ olarak son model bir marin motor imal ettiğimizi iddia etmiyoruz. Ama yerli dizel motor üretebilecek kapasitede olduğumuzu ve Şirketimize bu konuda bir görev verildiği taktirde bu çalışmalarda yer alabileceğimizi göstermek istedik. TÜLOMSAŞ Gemi Makineleri Yetkili Satıcısı Murat Birecik: Ben kimya mühendisiyim. Sedef Tersanesi’nde boyalardan sorumlu kimya mühendisi olarak 1981 yılında işbaşı yaptım. Yani yaklaşık 35 yıldır gemi inşa sektörünün içindeyim. 4 sene önce Sacit Sadullah Demir, Türkiye Denizcilik İşletmeleri’ne Genel Müdür Yardımcısı olarak atandığında kendisini ziyaret etmiştim. Sohbet ederken, Van Gölü Feribotları projesinin yeniden başladığını ve iki adet dizel elektrik sevk sistemli feribotun yapılacağını söyleyince; bu gemilerde TÜLOMSAŞ’ın gemi makinelerinin kullanılabileceği fikri oluştu. Çok hızlı bir şekilde feribotların yatırımcısı olan TCDD Genel Müdürü ile ve Ulaştırma Bakanı ile gerekli görüşmeleri yaptım ve konuyla ilgili destek aldım. Keza TÜLOMSAŞ da yine hızlı bir şekilde Türk Loydu’ndan tip onay sertifikası aldı. Bu sertifika alma sürecinde de TÜLOMSAŞ’ın ürettiği bu makinelerin orijinalde denizaltı makineleri olduğunu gördüm. Yani Fransızlardan alınan lisans, denizaltı makineleri… Bu da tip onay sertifikası alırken süreçlerin hızlı ilerlemesini sağladı. TÜLOMSAŞ Gemi Makineleri Yetkili Satıcısı Murat Birecik O süreçte feribotların yapım ihalesini alan firma, makineler için yabancı bir makine üreticisiyle anlaştığını söyledi. Ancak biz Bakanın da araya girmesiyle sorunu hallettik ve feribotların makinelerini TÜLOMSAŞ’ta ürettik. Böylece TÜLOMSAŞ da gemi makinesi üretimine başlamış oldu. ARMAK Denizcilik Firma Sahibi Arif Gündüz: Ben 1963-69 yıllarında Haliç Tersanesin’deki Sanat Okulunun Motor Bölümü’nden mezun oldum. 7 sene Camialtı Tersanesi’nde motorculuk yaptım, işçi olarak çalışırken gece Yıldız Teknik Üniversitesi’ni bitirdim. 1977 senesinden 1987 senesine kadar Haliç Tersanesi makine atölyesi şef muavinliği yaptım. 87’den 96’ya kadar da Pendik Sulzer Motor Fabrikası’nda imalat müdürlüğü yaptım. Ancak henüz 45 yaşındayken 1996 yılında emekli edildim. Yani devlet beni motorcu olarak yetiştirdi; motoru çok iyi öğrendiğim bir yaşta da emekli etti. ARMAK Denizcilik Firma Sahibi Arif Gündüz Pendik Sulzer fabrikası, 250 milyon marklık bir yatırımdı. Bunun 175 milyonu harcanmıştı. Orada her şeyiyle 32 bin beygir gücünde ana makineyi yapabilecek kapasitede bir fabrika kurulmuştu. 32 bin beygir gücündeki bir makineyi test edecek bir test istasyonu vardı. Yani, 250-300 metre boyundaki bir geminin ana makine dairesinde olan cihazların fazlası vardı. Ve bunlar maalesef çöp oldu. Emekli olduktan sonra, kendi özel şirketimi kurdum. Yatlara, gemilere imalat işleri yapıyorum. Bütün birikimimi kullanıp motor yapacak bir tezgah alarak bu işe girdim. Tezgahımızı kurduk ileriye dönük fason da olsa gemi makinaları blokları yapmayı planlıyorum. Çünkü ben bu işe yıllarımı verdim ve motoru çok iyi biliyorum. Bütün hedefim, Türkiye’de motor yapmak. GEMİ MAKİNELERİNDE DÜNYA TRENDLERİ NE YÖNDE İLERLİYOR? Wartsila Gemi Makineleri Genel Müdürü Murat Ergen: Dünyadaki trendleri belirleyen kurallar IMO kuralları. Uluslararası standartların gerektirdiği kurallar gereği makine üreticileri de bu kurallara uygun makine geliştirmek zorunda kalıyorlar. Bu bahsettiğimiz kurallar çerçevesinde SECA bölgelerinde, baca gazındaki emisyon değeri kısıtlamaları sebebiyle hem SO2 değerleri düşük hem de NOx değerleri düşük olan makine üretimleri başladı. Ama regülasyonlar bununla da yetinmedi; bazı özel bölgeler için yani Baltık Denizi ve Amerika kıyıları için daha katı kurallar başladı. Kükürt seviyesini yüzde 0.1 oranlarına çekmeye başladılar. Dolayısıyla yakıt olarak kullanılan fuel oil ve dizelin yerine doğalgaz (LNG) tercih edilmeye başlandı. Bunun sonucu olarak da doğalgazla çalışan makineler yapılmaya başlandı. Doğalgazla çalışan makine imalatı başlayınca, otomatikman önce hem ekonomik açıdan zengin olan Kuzey Avrupa ülkeleri hem de regülasyon gereği Baltık Denizi çevresinde bulunan ülkelerin tamamı bu kurallara uymaya ve buna uygun gemi siparişi vermeye başladılar. Finlandiya da bir Baltık ülkesi sayıldığı için Wartsila da belli bir üretim bandını çift yakıtlı dediğimiz DF (Dual Fuel) diye adlandırdığımız, dizel oil ve doğalgazı kullanarak bu enerjiyi üreten makinelerin üretimine ayırdı. Burada yüzde 99 doğalgaz, yüzde 1 dizel oil (ateşleme amaçlı) kullanılıyor. Bir ön yanma odası var, ön yanma odasında dizel püskürtülerek doğalgaz tutuşturuluyor veya SG (Spark Gas denilen) buji sistemiyle yapılıyor. Wartsila Gemi Makinaları Genel Müdürü Murat Ergen Wartsila’nın en büyük avantajı, çift yakıt opsiyonuna sahip olması. Diğer rakiplerin çoğunda sadece yüzde yüz doğalgaz yakıyor. O yüzden büyük bir doğalgaz tankı gerekiyor. Doğalgaz tankındaki durum müsaade ettiği sürece gemi yakın mesafeler çevresinde dolaşabiliyor. Ama Wartsila’nın avantajı SECA bölgesi dışına çıktığınız zaman, o regülasyonun uygulanmadığı okyanus bölgesinde tek bir switch’le dizel yakıta (MDO/HFO) dönüp normal operasyonunuzu yapıyorsunuz. Kısıtlı bölgeye girdiğinizde de yine tek bir switch’le doğalgaza (LNG) dönüp bacı gazı emizyon kurallarına uyabiliyorsunuz. Şu anda dünyada gemi makinelerinde trend, doğalgaz. Wartsila bunu öngördüğü için iki sene önce Hamworthy firmasını satın aldı. Hamworthy firması baca gazı filtreleri (scrubber) ve emisyonla ilgili her türlü cihazı (SCR- Katalitik reaktör) üreten bir firma. Ama bunun yanında, balast water treatment (UV-EC), sintine seperatörü gibi regülasyonlara uygun ürünleri de üretiyor. Wartsila bu satın almayla ürün yelpazesini çok genişletmiş oldu. Aynı zamanda ikinci bir adım da atarak, yine bu regülasyonlar ve kurallar gereği, makinanın ihtiyacı olan yakıtı alabileceği (depolayabileceği) LNG Pack dediğimiz, likit doğalgazı saklayabileceğiniz özel tanklar üretmeye başladı. Bu tankları da geminin güvertesine veya geminin makine dairesinin ara bölmesine koyarak makinanın kullanacağı doğalgazı likit olarak depoluyor ( max. 5 bar). Bunun yanı sıra bir de doğalgaza modifikasyon dediğimiz servisimiz var. Yani Wartsila makinesinin en büyük avantajı, mevcut çalışan makineleri yerinde modifikasyonla (convertion) DF ( Dual Fuel) makine haline getirebiliyoruz. TÜLOMSAŞ Genel Müdür Danışmanı Ercan Demirci: TÜLOMSAŞ marin uygulamalarına sonradan başladı. Dolayısıyla ana faaliyetimizin dışında kalan bir alan olduğu için çok takip edemiyoruz. Neticede bir dizel makinanız varsa, yeni teknolojilere adaptasyon teknoloji transferiyle kolaylıkla yapılabilir. TÜLOMSAŞ Gemi Makineleri Yetkili Satıcısı Murat Birecik: Aslında dizel makinelerde lisansa hiç takılmamak lazım. Dünya üzerinde 2-3 tane dizel makine tasarımcısı vardır. Bunlar, gemi tasarımı yapar gibi dizel makine tasarımı yaparlar. Bu tasarımcılara makinenizi verip, bunu dünyanın en iyi makinesi haline getir derseniz, yaklaşık bir senelik bir çalışma sonunda bunu başarırlar. Bugün, yakıt verimi en yüksek, egzost emisyon değerleri en düşük makine -belki birçok kişi bilmez- İran’da üretiliyor. Ama İran kendisi zaten çok büyük bir pazar olduğu için, dışarıya çıkmıyor bu makineler… TÜRK GEMİ İNŞA SANAYİİ Wartsila Gemi Makinaları Genel Müdürü Murat Ergen: Şu anki satışlarımıza ve geçen seneki satışlarımıza bakarsanız özellikle Yalova tarafındaki tersanelerde ciddi bir potansiyel var. Türkiye’nin yüz akı projeler var. Tersan Tersanesi’nin gerçekleştirmiş olduğu 128 metre uzunluğunda offshore construction vessel ciddi bir proje vardı. Hatta Norveç Başbakanı, Dışişleri Bakanı, Ekonomi Bakanı ciddi bir ekiple buraya geldiler. Gelirken de yanlarında balıkçılık firmalarından offshore firmalarına kadar 40 tane Norveçli iş adamı vardı. Bu geminin arkasından aynısının anahtar teslimi olacak. Eskiden burada sadece kabuk yapılıyordu. Şimdi Türkiye anahtar teslim offshore construction vessel yapabilecek kapasitede olduğunu ispatladığı için sipariş almaya başladı. Beşiktaş, Cemre, Sefine gibi tersanelerimiz ciddi projeler yapıyorlar. Sefine Tersanesi şu an Norveç’e feribot yapıyor, çok ciddi siparişler aldı. Cemre Tersanesi’nin elinde projeler var. Tersan yine Norveç’e balıkçı gemileri yapıyor. Tuzla’daki tersanelerimizin yapılanması gereği, “tailor made” denilen butik tersane moduna geçmeleri lazım. Balıkçı gemileri (trawler, live fish carrier), offshore gemileri (PSV, OSV), seismic araştırma, LNG feribot, LNG Bunkering gibi özel gemilere dönmeleri lazım. (Bu tür gemilere ciddi talep var) Çünkü bu tür gemilerde sac işçiliği fazla değil, gemi boyları 80-90 metre civarında dolayısıyla tüm tersanelerde bunu yapabilirsiniz. Sac işçiliği az olduğu için Çin’le de rekabet edebilirsiniz. 10 bin DWT’luk bir tankerin maliyeti Türkiye’de 30 milyon euro’yu buluyor. Çin’deki tersaneler buna 25 milyon euro fiyat veriyor. Dolayısıyla bu alanda rekabet edemezsiniz. Ama bu tür özel gemilerde ekipman listesi (maker list) zaten belli; Çin de siz de aynı yerden alacaksınız. Sac işçiliği de az olunca rekabet edebiliyorsunuz. Avrupa tersanelerine göre fiyatlarımız iyi durumda. Kalite olarak da Türk tersanelerinin kendini ispatladığına inanıyorum. Bu arada Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın da tersanelere ciddi desteği var. Türk Donanması için yapılacak tüm gemiler Tuzla’daki askeri yeterlilik sertifikası olan tersanelere veriliyor. Bu projelerdeki yerli katılım payı da yüzde 50’den yüzde 70’lere çıktı. Dolayısıyla burada yabancı makine üreticileri yani biz devre dışı kalıyoruz. Verebileceğimiz ürünler kısıtlı kalıyor. Bu da yerli üreticilere büyük fayda sağlayacaktır. TÜLOMSAŞ Gemi Makineleri Yetkili Satıcısı Murat Birecik: Gemi inşa sanayii ile ilgili konuşurken, öncelikle şunu sormak lazım: Tersaneler ve Gemi İnşa Genel Müdürlüğü’nün Hasan Naiboğlu ve Yaşar Duran Aytaş zamanında Türk Loydu’na sipariş ettiği “Tersaneler Master Planı” nerede? Orada, “Türkiye’de 100 tane değil 300-400 tane tersane olması lazım” diye bir sonuç cümlesi vardı. Bugün görüyoruz ki, bu yanlışmış. “Deniz kenarlarını dolduralım ve birilerine satalım” hep onun peşindeyiz… Türkiye’de gemi inşa sektörünün önü çok açık. Çünkü Türkler çok akıllı insanlar. Mesela şu anda Türkiye’de niş bir tersane var: Ada Tersanesi. Ada Tersanesi, şu anda offshore destek gemisi kabuğu yapıyor, Norveç’e çift kafalı arabalı vapur yapıyor, balıkçı gemisi kabuğu yapıyor. Tersane Sahibi Adil Erkoç Bey’le anahtar teslim offshore destek gemisi inşaatı konusunda bir el sıkışması yaptık. Tersanenin kontra garanti sorunu yok, 30 milyon euro’ya kadar refund garantisi verebilecek. Refund garanti çok önemli, çünkü yurtdışından gelen paraya karşı, gemi üzerindeki ipoteği kabul etmiyor parayı yollayan karşı banka. Türkiye’deki bir bankadan refund garantisi istiyor, orada bir sorun yok. Yani Türkiye’de şu anda tersanelerin bankalar nezdinde veya uluslararası finans kuruluşları nezdinde itibarları çok yüksek. Dolayısıyla Türkiye’de şu anda, offshore destek gemisi inşaatının önü açık. 2003-2008 yılları arasında Türkiye bir rüya gördü. O rüyayı unutalım! Tek cidarlı tankerlerden çift cidarlı tankerlere geçme zorunluluğunun yarattığı bir patlamaydı o. Bunu da çok güzel başardık. Lakin bunun sonunda bazı tersaneler iflas etti, bazıları da iflas ertelemesi talep etti. Çünkü onlar açığa (spekülatif) gemi yapma sevdasına girdiler. Mesela Römorkör konusunda, Türkiye dünyanın en büyük römorkör ihracatçısı. Boğaziçi Denizcilik, Sanmar ve Uzmar gibi firmalarımız römorkör üretimi ve ihracatı konusunda son derece başarılı. Kendilerini tebrik etmemiz gerekiyor. Gemi inşa sanayiinde tüm dünyada brokerlik önemli bir unsur. Maalesef bazı tersaneler broker’in payına hakkaniyet göstermiyor. Ama brokerleri de bu işin ayrılmaz bir parçası olarak görüp kabul eden tersaneler, başarıyla faaliyetini sürdürüyor. Başarılı tersanelerin bir diğer özelliği de tersane sahipleri işin başında. Gemi inşaatı, müdürlerle yönetilecek bir iş değil. Başarılı tersanelerin hangisine bakarsanız, patron işin başındadır. ARMAK Denizcilik Firma Sahibi Arif Gündüz: Biz Tuzla Bölgesi’nde faaliyet gösteriyoruz. Dolayısıyla sektöre Tuzla açısından bakıyorum. Tuzla’daki tersanelerin durumu iyi değil. 4-5 sene önceye göre iş kapasitesi yüzde 80-90 azaldı. Biz Tuzla’daki yan sanayii olarak yaşıyoruz bunu. Yalova’daki Tersaneler Bölgesi’nde işlerin çok parlak olduğunu duyuyoruz, görüyoruz. Zaten Tuzla’daki büyük tersanelerin çoğu da Yalova’da yer almaya başladılar. Tuzla’daki yan sanayi olarak, Tuzla’daki tersanelerin tamamen Yalova’ya kaydırılacağı ile ilgili de duyumlar alıyoruz. Şu anda yan sanayide bütün sanayiciler yüzde 80-90 eleman çıkardılar yaklaşık yarısı da kapattı, başka sektörlere yöneldiler. Firma sayısı fazla, iş az, dolayısıyla fiyatlar düşüyor. Yalova’da durum iyi ama Tuzla’da istikbal görmüyorum. Askeri projeleri alabilen tersaneler haricindeki tersaneler ya boş ya da tamir-bakım yapıyor. SCANIA Engines Satış Müdürü Suna Türk: “SCANIA Motorların Tasarımı; Dayanıklılık, Güç ve Yakıt Tasarrufu Üzerine Kuruluyor” SCANIA, deniz motorlarında 200 – 1000 HP aralığında 9-13 ve 16 litrelik modelleri ile hizmet veriyor. SCANIA, çoğunlukla dayanıklılığın arandığı küçük ve orta tonajlı teknelerde ana makine olarak ya da tanker, konteyner gibi yüksek tonajlı gemilerde yardımcı makine olarak tercih ediliyor… SCANIA Engines Satış Müdürü Suna Türk SCANIA Engines, 1891 yılında kurulmuş köklü bir firma. 2000 yılında bir milyonuncu makinesini üreten SCANIA hisselerinin çoğunluğunu satın alan Volkswagen Grubu, 2014 yılında ise firmanın yüzde 99,9’unu bünyesine kattı. SCANIA Engines’ın Türkiye distribütörlüğünü ise 1995 yılından bu yana Doğuş Otomotiv üstleniyor. Binek araç, hafif ticari araç, ağır vasıta, endüstriyel ve deniz motorları, soğutma sistemleri alanlarında, 14 uluslararası markanın temsilcisi olan Doğuş Otomotiv, bireysel ve kurumsal müşterilerine Volkswagen Binek Araç, Audi, SEAT, Škoda, Bentley, Lamborghini, Bugatti, Porsche, Volkswagen Ticari Araç, SCANIA, Krone ve Meiller markalarından ve bu markaların 80’i aşkın modelinden oluşan geniş bir ürün portföyü sunuyor. Şirket ayrıca, endüstriyel ve deniz motorları pazarında SCANIA Engines markasıyla ve soğutma sistemleri pazarında Thermo King markasıyla rekabet ediyor. SCANIA Deniz Motorları’nın 200 - 1000 HP aralığında 9-13 ve 16 litrelik modelleri ile hizmet verdiğini söyleyen SCANIA Engines Satış Müdürü Suna Türk, “SCANIA Deniz Motorları, çoğunlukla dayanıklılığın arandığı küçük ve orta tonajlı teknelerde ana makine olarak ya da tanker, konteyner gibi yüksek tonajlı gemilerde yardımcı makine olarak tercih ediliyor. Hâlihazırda kıyı emniyetinde aktif olarak kullanılan motorlarımızın yanı sıra deniz jeneratörlerimizle birçok tersanenin elektrik çözümlerinde ana tercih unsuru olarak çalışıyoruz” diyor. SCANIA Motorların tasarımının; dayanıklılık, yüksek güç ve maksimum yakıt tasarrufu üzerine kurulduğunu sözlerine ekleyen Suna Türk, “2014 yılında deniz motoru pazarına da sunduğumuz 9lt.’lik 200-350 HP modelimiz 5 sıralı silindirli olup bu motor gücü için oldukça dayanıklı ve 13lt motorumuzun sağlamlığından ödün vermeden, iddialı yakıt maliyetlerine ulaşmayı başarmıştır. Özellikle ağır hizmet gerektiren teknelerde tercih edilmektedir” şeklinde konuşuyor. Trendleri, otomotiv ve endüstriyel sektördeki ihtiyaçlar belirliyor “Üretilen motor adetlerinin diğer sektörlere oranla deniz sektöründe sınırlı olmasından dolayı trendleri genellikle otomotiv ve endüstriyel sektördeki ihtiyaçlar belirliyor” diyen Türk, şöyle devam ediyor: “Bildiğiniz gibi çevreci ve daha az yakıt tüketen motorların yanı sıra hibrit ve komple elektrikli sistemler de gün geçtikçe daha çok yaygınlaşmaktadır. Ancak motor firmalarının arasındaki en ateşli tartışma hiç kuşkusuz üretim maliyetlerindeki rekabettir. Bu da kalite konusunda hassas olan firmaların Çin-Hindistan-Brezilya gibi ülkelerdeki üretim bantlarına daha tedirgin yaklaşması ve alıcının ucuz maliyet talebi ile son kullanıcının satış sonrasındaki kullanım ömrü ve bakım maliyetlerini dengelemeye çalışması sonuçlarını doğurmaktadır.” Gemi inşa sektöründe hareketlenme başladı Türk gemi inşa sanayii ile ilgili görüşlerini de paylaşan Suna Türk, şunları söylüyor: “Son birkaç senedir global krizin ve düşük seyreden kurun etkileri ile bir türlü üzerindeki ölü toprağını atamayan sektörümüz hepimizin izlediği gibi Askeri projeler ve az sayıdaki ticari projelerle hayatta kalmaya çalışmıştır. Bu süreçte özellikle Norveç menşeili projelerde gösterilen yüksek başarı ülkemiz tersaneciliği için bir gurur kaynağı olmuştur.” “Ancak hem 2013 senesinin ikinci yarısında ve 2014 senesinde yavaş yavaş toparlanan gelişmiş ülke borsaları ve bunu izleyen kuru yük borsasındaki hareketlenme, hem de Türk Lirası’nda yaşanan değer kaybı sonucu işçilik maliyetlerinin azalmasıyla Arap ve Azerbaycan’daki projelerde kendini ispatlamış girişimcilerimizin kazandığı ihaleler, ciddi bir hareketlenmeye sebep olmuştur. Doğrusunu söylemek gerekirse, Tuzla İçmeler Köprüsü’ndeki sabah trafiği ve Altınova Tersaneler Bölgesi’ne her sabah kalkan servis feribotlarının doluluğunu özlemişiz. Belki eski günlerdeki yoğunluğa ulaşmak şimdilik pek mümkün görünmüyor ancak hareketlenmenin olduğu şüphesiz.” Doğuş Otomotiv’in avantajı servis ve yedek parça ağı “Doğuş Otomotiv olarak en büyük avantajımız Türkiye’deki geniş servis ve yedek parça ağımız. Bu sayede tüm devreye alma ve garanti işlemlerini hızlı bir şekilde gerçekleştirebiliyoruz. SCANIA motorun modüler stratejisi sayesinde 9-13-16 litre motorların ve hatta kamyon motorlarının birçok yedek parçası birbirlerine uyumlu şekilde kullanılabiliyor. Bu, bir motor üreticisi için daha az yedek parça satmak anlamına gelse de, son kullanıcı için paha biçilmez bir stok ve uyumluluk avantajı sağlıyor.” SCANIA motorlar, yat ve teknelerde de kullanılıyor “Tüm modellerimiz, yat ve teknelerde de geniş bir kullanım alanı buluyor. Kullanılan yağ ve yakıtın kalitesi ise motor ömrünü etkileyen en önemli unsurlardan birisi. Motorumuzda standart olan ve merkezkaç sistemiyle çalışan özel filtremiz; 5 mikrona kadar parçacıklardan arındırarak makinenin çalışma ömrünü ve bakım aralıklarını uzatıyor.” “Doğuş Otomotiv’in 500’ü aşkın bayi ağı ile bölgenin önde gelen tersanelerinde, marinalarda ve gözde projelerindeki satış-servis ve yedek parça hizmetlerimiz; yerli imkânlarla hızlı bir şekilde devam ediyor.” İlginizi çekebilir... Türkiye Limancılık Sektörü 2019 Raporu YayınlandıTürkiye'deki limancılığın gelişmesi için doğru politikaların oluşturulmasına katkı sağlayan ve uluslararası platformlarda ülke limancılığını temsi... Fuarın Ardından: Türk Denizcilik Sektörü GSYH'ye 22 Milyar Dolar Katkı SağlıyorExposhipping Expomaritt İstanbul 15. Uluslararası Denizcilik Fuar ve Konferansı kapsamında UBM'in global denizcilik markası Seatrade işbirliği ile... Gemi Boyaları: Gemi Tamirinde Sujeti Uygulamaları ve Gelişen Boya SistemleriGemilerde uygulanacak koruyucu sistemlerin başında gelen boya uygulamaları iki ana kısımdan oluşmaktadır.... |
|||
©2024 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.