|
Rolls-Royce Türkiye Genel Satış Müdürü Erkut Aslanoğlu: "Rolls-Royce, Askeri Gemiler ve Yat Endüstrisinde Daha Güçlü Oldu"
Rolls-Royce, güç ve tahrik sistemlerinin tasarım, tedarik ve servis desteği sağlayıcısı olarak denizcilik sektöründe 28 ülkede 50 küresel destek ağıyla uluslararası bir konuma sahip. Bugün dünya genelinde 70’in üzerinde donanma ve 30 binden fazla ticari gemi, Rolls-Royce’un tedarik ettiği ekipmanları kullanıyor. Geçtiğimiz yıllarda MTU markasını da bünyesine katan firma, MTU ürünleriyle birlikte özellikle büyük donanma gemileri ve yat endüstrisinde çok daha güçlü bir konuma sahip oldu. TERSANE: Rolls-Royce’un gemi ve yat sanayiine yönelik ürün ve hizmetleri ile ilgili bilgi verebilir misiniz? ERKUT ASLANOĞLU: Rolls-Royce, güç ve tahrik sistemlerinin tasarım, tedarik ve servis desteği sağlayıcısı olarak denizcilik sektöründe, 28 ülkede 50 küresel destek ağıyla uluslararası bir konuma sahip. Bugün dünya genelinde 70’in üzerinde donanma ve 30 binden fazla ticari gemi, Rolls-Royce’un tedarik ettiği ekipmanları kullanıyor. Bu kapsamda, dünyadaki en geniş gemi sanayi ürün ve hizmet çeşitliliğini sunuyoruz. Ürün yelpazemizi; dizel ve gaz motorları, tahrik ekipmanları, tahrik sistemleri, stabilizasyon ve manevra, güverte makineleri, vinçler, otomasyon ve kumanda, elektrik güç sistemleri ve redüksiyon dişlileri olarak sınıflandırılabiliriz. Tecrübemizi, yenilikçiliğimizi ve en son teknoloji ekipmanımızı bir araya getirererek gemi tasarımının geleceğini şekillendiriyoruz. Hedefimiz her zaman olabilecek en iyi gemiyi inşa etmek. Bunun için de inşa sürecinin konseptten tasarıma, ekipman seçiminden satın alma, sistem mühendisliği ve üretim mühendisliğine kadar varan her adımında yer alıyoruz. TERSANE: MTU satın almasıyla birlikte gemi ve yat sanayiine yönelik faaliyetlerde neler değişti? ERKUT ASLANOĞLU: Dünyanın önde gelen dizel motor ve jeneratör sistemi üreticilerinden MTU, Güç Sistemleri bölümümüzün stratejik öneme sahip bir parçasını oluşturuyor. MTU markası, yüksek devirli dizel ve gaz motorları, toplu tahrik sistemleri, en zorlu koşullar için dağıtılmış enerji üretim sistemleri ve yakıt enjeksiyon sistemlerinde dünyanın önde gelen tedarikçileri arasında yer alıyor. Bu kapsamda Rolls-Royce, MTU markasıyla olan işbirliğiyle, Büyük Donanma Gemileri ve Yat endüstrisinde çok daha güçlü bir konuma sahip oldu. Yardımcı makinalar ve dizel-elektrikli tahrik sistemlerinde kullanılabilen MTU, 5 kWe’den 3000 kWe’ye kadar denizcilik uygulamalarına yönelik komple jeneratör düzeneği portföyü sunuyor. Jeneratör düzenekleri, ses kalkanları, kumanda panelleri, emniyet şalterleri, güç çıkış üniteleri vb. gibi sayısız seçenek ve aksesuarla 50/60 Hz çeşitleri de yer alıyor. Denizcilik uygulamalarıyla ilgili ürün portföyü ise, 261 kW ile 10.000 kW arasında güç çıkışına sahip ana makinalar/motorlar ve tahrik sistemlerinden oluşuyor. Bu kapsamda, yüksek kullanılabilirlik ve 42.000 saatlik TBO (iki bakım arasında geçen süre) ile kesintisiz çalışma ve güvenilir performans sağlayabiliyor. MTU ayrıca, 3000 kWe’ye kadar güç çıkışı olan özel sistemler de sunuyor. Bu çözümler, kişiye özel ihtiyaçlar dahilinde ilgili gereksinime yönelik olarak da farklılaştırılabiliyor. Müşteri isteğine göre uyarlanan özel sistemlerde modern teknolojiler kullanılıyor ve farklı konseptlerden yararlanılıyor. TERSANE: Türkiye’deki güncel projelerinizden bahsedebilir misiniz? ERKUT ASLANOĞLU: Denizcilik endüstrisinde tahrik sistemleri ve motor tasarım sistemlerinin en büyük tedarikçilerinden biri olan Rolls-Royce’un şu an itibariyle Türkiye’de üzerinde çalıştığı 300’den fazla yeni projesi bulunuyor. Türk tersaneleri römorkörler, özel tip botlar ve feribot inşası konusunda dünya liderliğine oynuyor. Ayrıca balıkçı gemilerinde çok ciddi teslimatlar yapıldı. Tanker siparişleri de göreceli olarak iyi. Önümüzdeki yıllarda devletin açıklayacağı 70’e yakın yeni geminin ihalesini bekliyoruz. Bu programların önemli bir bölümü SSM (Savunma Sanayi Müsteşarlığı) tarafından yönetiliyor ve firkateyn ve korvet gibi donanma gemilerinin yanı sıra; hastane gemileri, ambulans botları, balıkçılık denetim botları gibi alanları da içeriyor. Yakın zamanda, MILGEM (Milli Gemi) haricinde 4 yeni gemi özelinde fiyat teklifi talep edildi, bunların arasında yer alan Türk Tipi Hücumbot programı büyük önem taşıyor. TERSANE: MTU ürünleriyle birlikte yat sanayiine yönelik faaliyetleriniz de arttı. Bu alandaki beklentileriniz, hedefleriniz neler? Türk yat sanayii hakkındaki değerlendirmelerinizi öğrenebilir miyiz? ERKUT ASLANOĞLU: Rolls-Royce, Türkiye’deki yat ve tekne endüstrisi için de uzun yıllardır güç sistemleri ve teknolojik hizmetler sağlıyor. Örneğin, dünyanın en ünlü yatlarından biri ve aynı zamanda Atatürk’ün de yatı olarak bilinen, Türk halkının mirası MV Savarona’da Rolls-Royce Kamewa CPP pervaneleri ve RR Tenfjord dümen makinası bulunuyor. Rolls-Royce CPP pervaneleri ve dümen makinalarıyla yine Türkiye’de inşa edilen bir diğer ünlü mega yelkenli yat ise M/F Maltese Falcon. MTU markasının yat endüstrisinde lider konumda olduğuna hiç şüphe yok. Tüm bunlar göz önüne alındığında, ticari denizcilik sektöründe daha da güçlendiğimiz bir konuma ulaştık. 70 metrenin üzerinde mega yatlar söz konusu olduğunda, rekabetçi olmaya devam edeceğiz. Küçük ölçekli yat pazarında bazı ürünlerimiz dışında aktif olmayacağız. Günümüzde, Su Jeti Teknolojisi hala ilk tercih olarak yer almıyor ancak Su Jeti tahrik sistemlerinde bir dünya lideri olarak bu durumu değiştireceğimize inanıyoruz. Önümüzdeki dönemlerde bu tür yeni projelerde rol oynayacağız. Türkiye, Mega Yat inşaasında dünyada 3. sırada yer alıyor. Bu, yat endüstrimizin yüksek kaliteli tasarımlarının bir sonucudur. Ülkemizde büyük projeler yapıldı ve yapılmaya devam edilecek. Yabancı yatırımcı ve finans desteğiyle, endüstrinin yükselişi daha da artırılabilir. TERSANE: Türkiye’de MTU ve Rolls-Royce faklı şirketlerle faaliyet gösteriyordu. Satın alma sonrası şirketlerde bir değişiklik oldu mu? ERKUT ASLANOĞLU: MTU motorları Türkiye’nin donanma ve savunma sektörlerine de güç sağlıyor. MTU ürünlerinin dahil olduğu gemilerde yüksek hızlı motorlar ve tahrik sistemleri; demiryolu ve savunma sanayii araçlarında ise petrol ve gaz endüstrisine yönelik araçlar sunmaya devam edeceğiz. MTU satın alması sonrasında organizasyonel anlamda önemli bir yeniden yapılanma gerçekleşmedi. MTU ile birlikte önceki yıllara kıyasla ortak müşterilerimize yönelik daha kapsamlı çözümler sunarak işbirliği yaptığımız birçok projede daha güçlü çalışıyoruz. TERSANE: Rolls-Royce’un Türkiye pazarına bakışı, bu pazardan beklentileri ve bu pazardaki hedeflerine yönelik neler söyleyebilirsiniz? ERKUT ASLANOĞLU: Türkiye stratejik anlamda uluslararası ticaretin yoğun olduğu bir konumda bulunuyor. Tahmini bir hesaplamayla Türkiye’den Avrupa, Avrasya, Orta Doğu ve Afrika pazarlarındaki 1,5 milyar müşteriye ulaşmak yalnızca 4 saatinizi almaktadır. Bu pazarlar Gayri Safi Milli Hasıla olarak toplamda 25 trilyon dolarlık değere sahip. Bunun yanı sıra, denizcilik sektörü Türkiye’de önemli bir istihdam kaynağı. AB Komisyonu tarafından yayınlanan rapora göre, denizcilik sektörü yaklaşık 300 bin kişiye istihdam sunuyor. Aynı zamanda sektör ülke ekonomisine toplam 4 milyar Euro’dan fazla brüt katma değer sağlıyor. Yine tahmini bir hesaplamayla bu rakam sektördeki işlerin yüzde 82’sine ve sektörün oluşturduğu toplam brüt katma değerin de yüzde 74’üne karşılık geliyor. Türkiye bizim için önümüzdeki 10 yıllık sürede önemli iş ortaklıkları yapabileceğimiz stratejik bir pazarı temsil ediyor. Bu kapsamda Türkiye piyasasında işbirliğine dayalı ortaklıklar kurma yolundayız. Bu uzun süreli ortaklık dahilinde, ürün geliştirme faaliyetlerimiz de yer alıyor. Amacımız, yüksek düzeyde yerelleşme içeriğine bağlı kalarak mümkün olduğu kadar teknoloji ve bilgi transferine eğilmek ve “Türkiye tasarımı, Türkiye üretimi” yaklaşımını gerçekleştirmek. Bu amaçla, Türkiye Cumhuriyeti Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın önderlik ettiği ve Savunma, Ulaştırma ve Enerji Bakanlığı’nın da desteklerinin yer aldığı bir proje olan Türkiye Gelişmiş Üretim ve Teknoloji Merkezi’nin ilk endüstriyel lideri ve kurucu üyesi olarak yer aldık. TERSANE: Türk gemi inşa sanayiinin gelişimini nasıl görüyorsunuz? ERKUT ASLANOĞLU: Endüstride, büyük çaplı onarım ve dönüşüm işleriyle birlikte gemiler, yatlar ve mega yatları üreten modern tersaneler var. Türk hükümeti de gemi inşa sektörünü ve bu sektörün yan sanayi gelişimini desteklemek üzere teşvik edici bazı kriterler getiriyor. Türkiye’deki tersaneler dinamik gemi inşa merkezleri olarak gelişen Marmara Bölgesi, Tuzla, Yalova ve İzmit’te yer alıyor. Ayrıca, son yıllarda, Karadeniz ve Akdeniz Bölgeleri de gemi inşa yatırımları için artan bir şekilde cazibe merkezleri haline geldi. Gemi inşası, gemi sökümü ve geri dönüşüm endüstrisi Türkiye’de en hızlı büyüyen endüstrilerden biri oldu. Rakamsal olarak hali hazırda faaliyet gösteren 75’in üzerinde tersane bulunuyor. TERSANE: Rolls-Royce kendi alanında dünyadaki teknoloji öncüsü şirketlerden biri. Özellikle gemi ve yatlara yönelik ürünlerinizle ilgili teknolojik gelişmeleri kısaca özetleyebilir misiniz? Önümüzdeki günlerde bizi ne gibi teknolojik yenilikler bekliyor? ERKUT ASLANOĞLU: Yaptığımız işlerin merkezine teknoloji ve inovasyonu koyuyoruz. Teknolojiyi müşterilerimizin gereksinim duyduğu ürünlere ve hizmetlere uyarlayarak sunuyoruz. Piyasadaki lider pozisyonumuzu korumak için inovasyonun en önemli unsur olduğunun farkındayız. Endüstri sürekli gelişiyor ve içinde bulunduğumuz pazarlar artan inovasyon ihtiyacı için büyük bir çaba sarf ediyor. Küreselleşme ve konteynır taşımacılığı gibi büyük trendler endüstriyi yeniden şekillendirdi ve bugün dahi iddialı değişikliklerle bu trendlerin sonuçları önümüze gelmeye devam ediyor. Haziran ayında İleri Seviye Otonom Yüzen Uygulamaları (AAWA) projesini duyurduk. Bu girişim, uzaktan kumandalı gemilerin yapımına yönelik ilk adımları atan milyonlarca euro değerinde ve ilk aşaması henüz tamamlanan bir proje. Proje, Finlandiya’nın en büyük araştırma üniversitelerinden bazıları ve dünyanın önde gelen şirketleriyle işbirliği içinde ve Rolls-Royce öncülüğünde yürütülüyor. Proje kapsamındaki gemileri inşa etmek üzere gerekli teknoloji testlerine başlandı, 2010’lu yılların sonunda bu gemilerin denize indirilmesi bekleniyor. Uzun vadeli süreçte ticari olarak uygulanabilir ürünler vermek amacıyla, otonom uygulamalara sahip gemilerin tasarım ve işletilmesiyle ilgili güvenlik ve emniyet ile ilgili içerikler, yasal hususlarla ilgili boyutlar ve tedarikçi ağının varlığı ile ilgili olarak işletme durumunda şimdiye dek gerçekleştirilen araştırmaları incelemeye devam ediyoruz. İlginizi çekebilir... Pearl Naval Şirketler Grubu Başkanı Gürhan Burak Alkoç: "Müşterilerimizin İhtiyaçlarına Odaklanıp Yeni İnşaa ve Açık Deniz Yönetim Çözümleri Sunuyoruz"1999 yılı İTÜ Yüksek Denizcilik Okulu'ndan mezun oldum.... GİSBİR Başkanı Murat Kıran: 'Hedeflerimiz Doğrultusunda Emin Adımlarla Yürüyoruz'Türkiye'nin en eski sivil toplum örgütlerinden olan GİSBİR'in Başkanı Murat Kıran, 2019 yılını ve 2020 beklentilerini Tersane dergimizin okurl... ALDAĞ A.Ş. İcra Kurulu Üyesi Cengiz Hepergil"Her Alanda Olduğu Gibi Marin Tip Sistemlerde de Başa Oynuyoruz"... |
|||
©2024 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.